Memleketimizin her köşesinde, şühedanın kanıyla yoğrulan toprağın yeşermesinde köy imamlarımız; devlet, millet, vatan, bayrak ve istiklalimizin çimentosu ve harcı olmaya devam etmişlerdir. Bu gün de aynı görevi şevkle sürdüren kardeşlerimizin, toplumsal ve ailevi sorunları da elbette mevcuttur. Meşakkatsiz hiçbir yolun hedefe varamayacağını bilen kardeşlerimiz, hizmetlerinde ilerleyebiliyorsa İslam peygamberi Resulüllah(sav)ı örnek almış olmalarındandır.
Ne kadar şahsi sorun ve problemleri olsa da asla cemaatine yansıtmayan imam kardeşlerimiz güler yüzlerini daima , beyinlerindeki oksijenleri yüce rabbimizin yarattığı tüm canlılar mutlu olsun diye seferber etmektedirler..
Günümüz toplumu imamlarımızı, beş vakit camide görmek ister. Cami, imamlarımız için bir merkezdir, ancak camii eksenli imamlıktan ziyade mahalle ve köy eksenli imamlık toplumun gelişmesinde ve aydınlığa kavuşmasında daha verimli olmaktadır. Köyün her türlü sosyal etkinliğinin vazgeçilmezi olan görevlimiz, camiye uğrayan üç beş kişiden ziyade, halkın ayağına gidebilmeli, mahalle insanının sosyal problemlerini birebir onlarla yaşamalı. Üç beş cemaatin gönlünü alayım derken diğerlerini ihmal etmemeli. O da ne? Siz böyle yapayım derken bir bakmışsınız ki, "imam akşama kadar kahvehanede" diye taşlanıyorsunuz, varsın olsun "meyvesi çok olan ağacın taş atanı çok olur." Biz meyvemizi; camiye gelsin gelmesin, her canlıya tadını alması için sunmaya devam edelim. Yedi gün yirmi dört saat camide beklemek yerine, arada bir mahalle içi görev sorumluluğu ve bilinci verimliliği artıracaktır.
Köy okullarının çoğunun kapanmasıyla, kendi çocuklarının eğitimi için imamlarımız aile yaşantısının en önemli basamağında, yuvalarını ikiye hatta üçe bölmek zorunda kalmışlardır. Onbeş yılın üzerine çıkan bu ayrılıklara rağmen, şehirle köy arasında mekik dokuyan imamlarımız, maddi ve manevi sıkıntılarının kıskacında kendi çocuklarının inşası için var gücüyle çabalamaktadırlar. Zaman zaman gönüllerinin de yaralandığı olur. Yeni göreve atanan bir imam kardeşimizin şehir merkezinde görev alması yaralar onları.. Teşkilat yasası neler getirir, götürür bilemiyoruz, ancak; fakülte bitirmek, hafız olmak, güler yüz olmayınca yetmiyor. Bu toplum insanlarla sürekli iç içe olan, hal hatır soran, derdine derman olacak görevlilerin var olmasından memnun. Her türlü donanım, bilgi, yetenek olmalı, ilaveten tatlı dil ve güler yüz de var olmalı.
Şehir merkezlerinde çocuklarına kalacağı yurt bulamayan köy imamlarımız, kendi kurumlarından eşi ve çocuklarıyla misafir olabileceği bir imam evi beklentisi içindedirler. Köyden şehre inen bir imamın; öğretmenler gibi, ailesiyle oturabileceği meknları niye olmasın? Ben gerçekten inanıyorum, bir gün mutlaka olacaktır.
Diyanet teşkilatının çoğunluğu köylerde görev yapmaktadır. Başkanlığımızca ilçe müftülüğü bünyesinde köy imamlarının problemleriyle yakından ilgilenen bir komisyon oluşturulsa, daha verimli olur, diye düşünüyorum.
Peygamber vekili olma aşkı, görev sorumluluğu ve bilinci, köy imamlarımızın yar ve yardımcısı olmuştur. Diyanet işleri başkanlığmızın son yaptığı çalışmaları, köy imamları olarak destekliyor ve bekliyoruz. Son zamanlarda ilçe müftülerimizin yapmış olduğu seminer çalışmaları, el freni çekili olan imamlarımızı oldukça motive etmiş, aktif olmalarını sağlamıştır. Ufukta güzellikler var, doğacak güneş aydınlığa yol alıyor. Her türlü koşullarda, ne olursa olsun, köy imamlarımızın emeği asla unutulmamalı.
Sevgili imam kardeşlerim kim ne derse desin var olan bir sürü problemleriniz olduğu halde sizlerin kafası, diğer canlıların yaşaması için oksijen dolu. Bizler insanlık için, toplum için nefes olmaya devam edeceğiz
Manevi desteğini köy imamlarımızdan esirgemeyen, onları sık sık ziyaret edebilen, hatırını sorma gayretinde olan müftülerimize ve şehir merkezindeki imam kardeşlerimize sonsuz teşekkürlerimi arz ediyor, yolunuzun açık olması dileğimle saygılarımı sunuyorum.
Faruk ATEŞ-Güzel kale/ÜNYE
Yorum Yazın