Hızla gelişen ve değişen dünyanın şartlarıyla orantılı olarak tüm kurumlardan daha önce ve önde hareket stratejilerini belirlemek zorunda olan kurumumuz ve çalışanlarımız yaşamakta olduğumuz dünyayı tahlil eden, algılayan, anlayan, problemi tespit edip çözümüne katkı sunacak tüm oluşumların en önünde olmamız gerektiğinin farkında lığını fark etmeliyiz.
Dinin gayesinin insanlığın saadet, mutluluk, huzur, ahenk, maneviyat, sevgi, hoşgörü gibi vasıflarının yanında kendisinin başlı başına harikulade bir sistem oluşu asrımıza tekrar sunulmalıdır. Tebliğ metodunu efendimiz(s.a.v)’den alan görevlilerimiz mesleki donanıma haiz, zengin genel kültür, petegojik formasyon sahibi, erdemli ve ahlaklı, hayatın her noktasında varlığı bilgi, beceri ve kabiliyetiyle kabul görmüş problem çözen, fikirleri toplumun medeniyet sahasında anahtar rol oynayan bir donanımın sahibi olmalıdır. İlimin, bilimin, dinin nuru ilahi olan Kuran-ı Kerimin, kelamı kadimin asaletinden beslenen donanmışlığı; Kuranın 1400.cü yılında her geçen gün kendisine daha çok hasret ve ihtiyaç duyduğumuz Resul-ü Ekrem’in paylaşan, bölüşen infak eden özeliklerini haslet edinip, metodunu strateji edinerek; Asrın yeniden kardeşliğe, paylaşmaya, tahammül sevgi ve saygıya yaradılışın gayesine yabancılaşan, ahlak fazilet ve erdemin dumura uğramaya yüz tutmuşluğuna dur diye bilecek her türlü asil gayretler misyonumuz olmalı; şahsi emellerin ataletine hapsolup gelişime ve değişime sırt çeviren milletler tarihte gözyaşı, kan, kin ve nefretten nemalanan Karun ve firavun saltanatlarının sonucu kahroluş olduğunu insanlık bir kez daha yaşamamak ve yaşatmamak adına sevelim, sevilelim, bir olalım, kardeş olalım mantığı felsefemiz olmalı.
Dikkatli mülahaza edildiğinde dünya milletleri bir çöküş yaşamaktadır. Sistemini şehvet, şöhret ve menfaat üzerine kuran, kendilerini medeni olarak lanse eden toplumların ve sistemlerin bocalama, şaşkınlık, azgınlık, insanlık değerlerinden yeterince beslenemedikleri için saldırganlıklarının hat safhalara ulaştığı günümüzde dünya barışı için üzerimize ne kadar ağır bir yükün miras kaldığının bilincinde olarak gezegenimizin yaşanabilirlik kalitesine katkıda bulunmaya daha çok ivme kazandırmalıyız.Yeniden aynaya bir daha bakarak nasıl bir din görevlisi, nasıl bir diyanet, nasıl cami ve camia, XXI. Yüzyıl bizden ne bekliyor? Yani materyallerimiz, ihtiyaçlarımız, beklentilerimiz, hareket alanlarımız nelerdir- nerelerdir?
Önce fark edeceğiz sonra fark edileceğiz, sorgulayacağız, sorgulanacağız konuşan-konuşturan, düşünen-düşündüren, okuyan-okutan varlığını hissettiren, saygınlığını koruyan seven-sevilen çatışmacı değil barışçı, araştırmacı çıtamızı her gün yükseltmesi gereken bir camia olduğumuzu fark etmeliyiz. İstişare ruhumuzu geliştirmeli kolektif çalışmalarımızı daha çok zenginleştirmeliyiz. Ben merkezli değil biz merkezli olduğumuzu lanse etmeli ve bunu önemsemeliyiz. Asrımızın bize, bizde asrın insanlığına ve geleceğine yatırım yapma gayreti içinde olmalıyız. Hz. Ömer (r.anh.)’ın “Nil kıyısında bir kuzuyu kurt kapsa hesabı Ömer’den sorulur.” sözü düsturumuz olmalı. Dünyada akan gözyaşını dindirecek, paylaşmayı ve kardeşçe yaşamayı-yaşatmayı başarmak için potansiyelimizin farkında olduğumuza inancımız tam olmalıdır.
Artık yüksek sesle, planlama yapma ve kesin çözümler üreten stratejiler geliştirme zamanıdır. Bu camia mensupları bu güce haizdir. Cahil cesurdur diklenir, arif ve hikmet sahibi heybetlidir dik durur meyvesi tevazudur. Biz camia olarak arka pencereden ön bahçeyi seyreden değil, şerden hayrı okuyabilen olmalıyız. Nasıl mı? Diğer din mensuplarının misyonerlik faaliyetlerini gözlemlediğimizde: ülkelerinden uzakta faaliyet göstereceği alanın dilini, dinini, tarihini, sosyal, psikolojik, ekonomik yapısını, örfünü, ananesini, töresini, kültürünü, yaşam tarzını keşfedip, risk alıp, hayat tarzını değiştirip faaliyet alanında yaşayandan daha çok yerli gibi davranarak misyonerliğini icra eder. Bu esnada rızasız, parasız yayınlarını gelişi güzel noktalara bırakarak bir şekilde dikkat çeker mantığını devreye sokarak faaliyet gösterir. Yılmadan usanmadan mücadelesine devam eder. Onlar için sayıların çok önemi yoktur aceleci davranmazlar. Kısaca şerden hayrı okuma mantığından hareketle işimize, görevimize, insanlığa sunulacak argümanlarımız her kurum ve kuruluştan önce bizim olmalıdır. Örneğimiz Allah Resulü ve onun tebliğ stratejisidir. Onu iyi okumalıyız.
Başkanlığımızın din görevlilerimizin çıtalarının yükseltilmesi konusundaki gayreti takdire şayandır. Bu faaliyetlerin il ve ilçe bazını da kapsayarak yaygınlaştırılması ve çeşitlendirilmesi temennimizdir.
Camilerimizin fiziki durumları günümüz dünyasının estetik anlayışına ve sosyal, kültürel ihtiyaçlarına cevap verebilir hale getirilmesi için çalışmaların artırılması ve aktivite olarak teknolojik araçlar, medya, basın yayın araçları da kullanılarak sadece namaz kılınan mekânlar olmadığı, toplumun bütün sosyal ve kültürel aktivitelerini yerine getirebilecekleri mekânlar oldukları anlatılmalı, örnekleri sunulmalı toplum bu hususta aydınlatılmalıdır.
Sonuç olarak sorunlu insanlık değil sorumlu insanlık, tüketen değil üreten, paylaşan, ahlaki temeller üzerinde yükselen insanlık anlayışının hakimiyetine katkı sağlayacak projeler ve stratejiler geliştirecek yeryüzünün halifesi olarak yaratılmışlığın devamlılığı adına cami merkezli değil toplum merkezli bir hayat idame ettirmeye çalışılmalı. Kurum ve çalışanlarımız olarak görevimizi, birbirimizi, tüm etkinlik ve aktivitelerimizi önemsemeliyiz. İtelemeden-ötelemeden başarı ve hedef hususunda her an seviyemizi yeterli görmeden ama yokta saymadan profesyonellik kabul etmeyen dini alanda ve hayatın diğer alanlarında her gün öğrenecek bir şeyimiz olacağı inancımızı canlı tutarak saygı değer meslektaşlarıma, hizmetlisinden başkanımıza kadar tüm çalışanlarımıza afiyetler diler, başarı sizinle sizin azminizle olacaktır. Mutlu yarınlara yolculuğunuz mübarek olsun. Gülen çocukların, vizyon ve misyon sahibi gençliğin, huzurlu yaşlılarımızın yaşayacakları Yarınların barış ülkeleri sizin mirasınız olsun. Allah yar ve yardımcınız olsun. Saygılarımla…
Harun GÜNEŞ
Emekli imam-hatip
Ünye/ORDU
Yorum Yazın