Konya Aydınlar Ocağı’nda Osmanlı âlimi İmam Birgivî’yi anlatan Konya Müftüsü Ahmet Poçanoğlu, “Birgivî, Kur’an ve Sünnete dönmede çağının en keskin kılıncı idi” dedi.

KONYA’DA TARİKAT-I MUHAMMEDİYYE DERSLERİ BAŞLIYOR
“Amellerin en hayırlısı azda olsa devamlı olanıdır” diyerek sözlerine başlayan ve Konya Aydınlar Ocağı’nın sürekli olan sohbetlerinin de hayırlı olduğunu ifade eden Konya Müftüsü Ahmet Poçanoğlu, İstanbul’a giderek Mehmet Emin Saraç Hoca’dan İmam Birgiv’i’nin Tarikat-ı Muhammediyye adlı eserini okuyarak icazet aldığını da söyledi 

PARA VAKIFLARI GÜNÜMÜZDE “FAKTORİNG” OLDU 
“İmam Birgivî ve Tarikat-ı Muhammedîyye” başlıklı sohbetinde, faiz ihtimalinden dolayı para vakfetmenin caiz olmadığını savunan Birgivî’nin hayatını, görüş ve düşüncelerini ele alarak eserlerinden daha çok "Tarikat-ı Muhammediyye” hakkında bilgi veren Poçanoğlu, fıkıhta Hanifi, itikatta Maturidi olan ve günümüzdeki Selefi düşünceden ayrı bir görüşte olan Birgivî’nin para vakıflarıyla ilgili düşüncelerinden yola çıkarak şu ifadelere yer verdi: “Mudarebe yoluyla paranın kâr etmesi mes’elesi, keşke devam edebilen bir müessese olsaydı da kanaatim odur ki; biz, zamanımızdaki kurumlardaki sistematiği Londra’dan ithal edeceğimize Osmanlı’dan aktarıp gelmiş olsaydık belki de daha yerli, daha üzerinde konuşulmuş daha anlaşılan bir sistemi de oturtmuş olurduk. Osmanlı’da Kanuni dönemindeki Para Vakıfları, günümüzde faktöring (borç verme ve destekleme)dediğimiz piyasaya paranın temin edilmesi vakıflarıdır.”

TARİKAT-I MUHAMMEDİYYE 400 SENEDEN BERİ OKUTULUYOR
Poçanoğlu, Birgivî’nin hayatı ve ibadeti zorlaştıran her şeye bir tavrı olduğunu ve Osmanlı Sultanı II. Selim’in hocası Birgili Ataullah Efendi tarafından Birgi’de yaptırılan medreseye müderris olarak tayin edilen Birgivî’nin ilmî ehliyetiyle kısa zamanda meşhur olduğunu da belirtti. Birgivi'nin yazdığı eserlerden de bahseden Poçanoğlu, özellikle "Vasiyetname”sinin Türkçe bir ilmihal niteliği taşıdığını, Arap gramerine dair yazdığı eserleri ile özellikle Tarikat-ı Muhammediyye” adlı eserinin dört yüz küsur seneden beri okunmuş ve günümüzde de hâlâ okunmakta olduğunu dile getirdi.