ALLAH’IN NİMETİ: KARDEŞLİK
Bugün her bir gönüldeki duamızdan, Birliktelikten bahsetmek istiyorum.
İnsanlığın kendi çıkarlarını başkalarının çıkarlarından üstün gördüğü, insanın insanı küçümsediği, insanın insana köle olduğu bir dönemde, fahri kâinat güneşi dünyaya teşrif etmişlerdi…
Allah insanlığa öyle bir nimet verecekti ki, ayrışan kalpler birleşecek, birbirine düşman olan her bir gönül onun lütfu ile kardeş olacaktı.
Bugün kardeşlikten, birlikte yaşama ruhundan, önce biz diyebilme şuurundan bahsetme zamanı…
İnsanlığın en karanlık çağında bir yol gösterici olarak gönderilen fahri kâinat efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sas)’in bizlere bıraktığı mirasının temel parçalarından biri olan kardeşlik ruhuyla, kendinden önce kardeşini düşünebilme şuurunu, bir musibet anında sabra yönelme, en çaresiz anda duaya sarılma, insanlığa tıp ki onun gibi tebessüm ile bakabilme vakariyetini gösterelim.
Bugün dil, ırk ve renk farklılığına Kur’an diliyle bakıp bundaki nimetleri anlama zamanı…
Bugün farklılıkların zenginlik yönünü anlayabilme, bundaki nimeti idrak edebilme zamanı…
Gelin bugün ‘’ birbirinizi sevmedikçe gerçek manada iman etmiş sayılmazsınız’’ hadisi şerifini anlamaya ve bu hadis ışığında kalplerimiz arasında sevgi bağı kurmaya çalışalım.
Yüce Mevlamız ‘’Allahtan bir rahmettir ki, sen onlara yumuşak huylu davrandın. Eğer onlara kaba katı yürekli olsaydın onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. ‘’ ayetiyle sevgi bağının kucaklayıcı gücünden bizleri haberdar ediyor.
Hayatının hemen hemen her karesinde ayrı bir kardeşlik esareleri olan fahri kâinat efendimizin şu sözüne kulak verelim; ‘’ müminler birbirini sevmede, birbirine sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir. O bedenin bir organı acı çektiği zaman, diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş çekerler’’ hadisi şerifinde ki kardeşlik ruhunu anlamaya ve yaşamaya çalışalım.
Tarihimize göz attığımızda kalbi iman ile yoğrulmuş ecdadımızın, Çanakkale’de, Dumlupınar’da, Sakarya’da gösterdikleri kahramanlık hikâyelerinin temelinde Vahdet (birlik) ruhunun yattığı görebiliriz. İşte bu ruh 15 Temmuzda tekrar ben buradayım dedi ve yeni bir destan yazdı…
İşte bu ruhu milli şairimiz Mehmet Akif ERSOY şu mısralarıyla ne de güzel dile getiriyor;
Girmeden bir millete tefrika, düşman giremez,
Toplu vurdukça sineler, onu top sindiremez
Sen, ben desen efrat, aradan vahdeti kaldır
Milletler için işte kıyamet o zamandır.
Gelin dünyayı iyilikle değiştirelim. Kur’an ve Sünnet ışığında birleşelim.
Ve âlemlerin sevgilisinin şu sözüne hep birlikte kulak verelim.
‘’ Ey Allah’ın kulları kardeş olun’’…
Daha güzel bir yarın için bizdeki en büyük sermayenin SEVGİ olduğunu asla unutmayalım…
Bilgin EKŞİ / İlahiyatçı Yazar
Yorum Yazın