Öyle bir söz olmalı ki, muhatapları topyekûn duygulansın ve mefkûreler etrafında kenetlensin. Öyle bir destansı mısralar olmalı ki, bütün dizelerinde hem kahramanlık şuuru verilsin hem de sorumluluk ve dünya hayatının sonunda en ulvî makamın varlığı hissettirilsin. Evet,  bahse konu milli ve dinî duyguların bir arada dile getirildiği ve dili, ırkı, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun, aynı toprak üzerinde yaşayan herkesi kucaklayan ve bir arada yaşama kültürü aşılayan sözler;  istiklâl marşımız, yazarı da, eser karşılığında bir kuruş dahi ücret talep etmeyen cennet mekân Mehmed Aktif ERSOY.
Ülkemizin ve Necip milletimizin içerisinde bulunduğu aynı zamanda gündüzlerin dâhi karanlık geceler misali aydınlık beklediği bir zaman diliminde, Taceddin dergâhında, kelimenin tam manasıyla ayeti kerimeler ve hadisi şeriflerden feyiz alarak  yazılmış ve öyle bir şaheser ortaya çıkmıştır ki, içerisinde bütün mukaddes değerlere atıfta bulunulmuş, necip milletimizin evlatlarının kendilerine emanet edilen değerler manzumesine sahip çıkmaları yeğlenmiştir.
İstiklal Marşımızın yazıldığı günden bu ana dek, aynı manaları ihtiva eden, aynı duyguları muhataplarına yaşatacak  başka bir Milli eserin yazılamaması belki de M.Akif'in "Bu milletin bir daha istiklâl marşı yazmaya ihtiyacı kalmasın" dileklerinin kabul olmasından dolayıdır.

Bugün Ülkemizi bölmek isteyen iç ve dış mihraklı hain güçlere inat, vatan, millet, namus,  bayrak, sancak ve şahadetlik gibi kutsal saydığımız değerlerimizi neslimize aktarmaya ihtiyaç duyduğumuzu çok açık hissetmekteyiz.

İşte bu değerler doğrultusunda İstiklal  marşımızı sanki adeta yeni yazılmışçasına dikkatlice okuyarak  manasını idrak etmeye, anlamaya, anladığımızı da yaşamaya çalışmalıyız. Aksi halde ilhamını ceddinden almayan neslin heba en mensura olması muhakkaktır.

Bu vesile ile, İstiklal marşımızın kabulünün95.yıl dönümünü kutluyor, başta milli şairimiz Mehmet Akif ERSOY olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyoruz.

Dipnot:

Çopursuz, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Aleyhissalatu Vesselamın bir sözünden esinlenerek yazıldığını ifade etti.

Tarihe baktığımızda, Mehmet Akif Ersoy'un arkadaşı Eşref Edip'in Akif'ten dinlediği ilk mısranın yazılış öyküsünde şöyle anlatmıştır;

'Boş odaya girdiğimde benim bugünkü sıkışıklığımda bir Müslüman daha yaşadı mı diye düşündüm. Ülkenin her yanı düşmanla boğuşuyor diye düşünürken Peygamber Efendimizin Mekke'den Medine'ye yanında sadece Hz. Ebubekir ile Hicret'ini hatırladım. Ebu Cehil'in yanında binlerce insan vardı.

Mağaraya sığındıklarında Ebubekir'in endişelendiğini fark edince 'Korkma Ebubekir. Allah bizimledir.' deyişini hatırladığım zaman Peygamberimizin daha büyük bir zorlukta teslim olmayışı aklıma geldi ve böylece ilk mısrayı yazdım.' diyerek Eşref Edip'in hatırasını nakletti.