ŞEHADET

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer…..

Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber. MAE

Cihat Nedir: cihat cehdetmek/gayret etmektir. Çalışmak/çabalamaktır. Devletinin ve milletinin bekası için, emniyeti, sulhu ve selameti için uğraşmaktır. (Nesâî, Cihâd, 48.) Cihat; emanete sahip çıkmaktır. Kötülerle kötülüklerle eliyle, diliyle ve kalbiyle mücadele etmektir. Bulunduğun mekânı İslamlaştırma çabasıdır. Aklın, namusun, canın, malın ve dinin korunma azmidir. (Ebû Dâvûd, Sünnet 29; Tirmizî, Diyât 21) Şerlerin defi hayırların fethi için çalışmaktır. Hak batıl mücadelesinde peygamberin sas safında yer almaktır. “Ya Şehadet Ya Hürriyet” nidalarıyla dünya zorbalıklarına boyun eğmemektir.        “Ya İstiklal Ya Ölüm” diyerek zalimlere karşı hakkı müdafaa etmektir. "Ölürsem Cennet Bizim Kalırsam Devlet Bizim" düşüncesiyle korkusuzca düşmana yürümektir. Düşenin elinden tutma, yoksulu doyurma, düşküne kol kanat germe çabasıdır. Cihat; bütün dünyaya adaleti, insafı, vicdanı, hakkı, eşitliği ve merhameti yayma çabasıdır. Cihat; i’lai kelimetüllah uğruna candan canandan geçmektir. "Ezan Dinmesin, Bayrak İnmesin Ve Vatan Bölünmesin" diye uykusuz kalmaktır. Cepheden cepheye koşmaktır. Cihat; Musa olmaktır. İsa olmaktır. Cihat; Hamza olmaktır. Musab olmaktır. Cihat; Anadolu'nun kapılarını açan Alparslan olmaktır. İstanbul'u fetheden fatih olmaktır. Yavuz olmaktır. Kanuni olmaktır. Elinin hamuruyla cepheden cepheye koşan Nene Hatun, Kara Fatma Şerife Bacı olmaktır. Cihat; Kahraman olmaktır. Ölümsüz olmaktır. Cihat; cennet vatanı küffara çiğnetmemektir. Cihat; kelamı hikmetli, kalemi kudretli olmaktır. Cihat; bazen bir dua bazen bir secde bazen de bir damla gözyaşıdır.

Cihat Nerden Başlar: cihat öncelikle nefislerde başlar kıtaları aşar. Hissiyatlarını yenemeyen, duygularına esir olan, zevklerinden vaz geçemeyen, gafletinden uyanamayan, menfaatlerinden ödün veremeyen yenilmiş demektir. Vazgeçen erteleyen, öteleyen, önemsemeyen yenilmiş demektir. İdrak edemeyen, farkına varamayan, dost düşmanı tanımayan yenilmiş demektir. Teslim olan, boyun eğen, taviz veren yenilmiş demektir.

Şehadetin Manası: şahadet Rabbin İrade ve kudretine şahit olmaktır. Şehadet ölümsüzlüğü tatmaktır. Yüce Allahın övgüsüne mazhar olmaktır. Şehadet ölüme meydan okumaktır. Tekrar be tekrar ölümü istemektir. (Buhârî, Cihâd 21; Müslim, İmâre 109) Ezan için bayrak için şehadet şerbetini içmektir. Cenneti elde etmek için canını ve malını Allaha satmaktır. (Tevbe 111) Onun mağfiretine ve rahmetine koşmaktır. Elest bezminde O'na verdiği söze sadık kalmaktır. (Ahzab 23) Vatan olsun diye toprağı kan ile sulamaktır. Şehadet yeryüzüne silinmeyecek bir destan yazmaktır.

Şehadetin Neticesi: şehadetin netice firdevs cennetlerinde peygamberlere komşu olmaktır. (Buhârî, Cihâd 14.) Şehadetin neticesi cemalullah ile müşerref olmaktır. Mahşer sıkıntısını çekmemektir. Sorgusuz sualsiz cennete gitmektir. İlahi lütuflara mazhar olmaktır. (Buhârî, Cihâd 4, Cenâiz 93) Şehitlerin Şahidi yüce yaratıcı kerim kelamında bu hakikatı müjdeleyen ayetle hadis ve dua ile bitirelim;

"Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar. Onlar, Allah'tan gelen nimet ve keremin; Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler. Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve takvâ sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardır". (Ali İmran 169-172)

Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurur: “Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa dahî dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü ileri derecedeki itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve on defa şehit olmayı ister.” (Buhârî, Cihâd 21; Müslim, İmâre 109)

Allah’ım. Bedenlerini bu vatan için siper eden, canlarını din-ü devlet, mülk-ü millet, istiklal ve istikbalimiz için fırat kalkanında zeytin dalında barış pınarında bahar kalkanında ve vatanımızın her bir bölgesinde feda eden ve şehadet mertebesine ulaşan aziz şehitlerimizin her birini sonsuz rahmetine gark eyle. Hürriyet ve istiklaline âşık olan bu aziz milleti, bir nefes hürriyetsiz, bir saniye istiklalsiz bırakma Allahım! İmanına, ezanına, bayrağına, vatanına, Kur’anına sevdalı olan bu aziz milleti, ezansız, vatansız, bayraksız bırakma Allahım!

Bünyamin GÖLCÜ

SERİNHİSAR MÜFTÜLÜĞÜ