SENDİKA

Başkan Çopursuz, Son Zamanlarda İyice Azıtan Suçlu ve Suçlularla İlgili Bir Açıklama Yaptı.

|
Başkan Çopursuz, Son Zamanlarda İyice Azıtan Suçlu ve Suçlularla İlgili Bir Açıklama Yaptı.

Genel Başkan ÇOPURSUZ’un açıklaması,

“SUÇLULAR HAK ETTİKLERİ CEZALARA ÇARPTIRILMADIKTAN SONRA HİÇ BİR SUÇ ÖNLENEMEZ

Suç işleme,  insanoğlunun fıtratında vardır. İlk insan Hz. Âdem (a.s) babamız ile Hz. Havva anamıza yasak olan ağaca yaklaşmayın denildiği halde yaklaşıp cezalandırılarak uzun yıllar birbirlerinden ayrı yaşadıkları hakikat olan bir gerçektir. Bu olay bizlere, makam-mevkii ne olursa olsun her insanın her an suç işlemeye meyilli olduğunu gösterir. Ancak asıl olanı ise, suç işleyen insanın kim olduğuna bakılmaksızın hak ettiği cezai müeyyideye çarptırılmasıdır. Adaleti en mutlak olan Allah Teâlâ Hz. Âdem (as)’in ilk insan hatta peygamber oluşuna dahi bakmaksızın Hz. Havva ile birbirlerinden ayrılmalarını istemiştir.

 

Şüphesiz insanoğlunun evveliyatı çok uzun bir zamana dayanır. Bu serüvende suç ’da işlenmiş, takdire şayan güzellikler de icra edilmiştir. İnsanlık namına yapılan güzellikler büyük ölçüde taltif edilmiş ve ödüllendirilmiştir. Suç işleyenler de hak ettikleri cezalar verilmiştir. Filhakika toplumların ve ülkelerin huzur içerisinde ve bir arada yaşamalarına en önemli katkı sağlayan uygulamaların başında yer alır, ceza ve mükâfat. Bununla beraber, iyi ve kötü manada hak edilenin hak edenlere verilmediği takdirde toplumun ve ülke insanlarının bir arada yaşama kültürüne sahip olmaları, neticede huzur ikliminin yaşanması asla ve kat'a mümkün olamaz. Devlet yönetimlerinin de esasen aynı duygu ve prensipler çerçevesinde dizayn edilmesi milletin menfaatinedir. Eleman ihtiyacının karşılanmasında kayırmacılık ve mahkemelerde itibarlı ve yakını olanların korunma anlayışıyla ne adalet sağlanır, ne bir arada yaşama kültürü hayat bulur ne de suç işlemeler ortadan kalkar.

 

Diğer taraftan, bahse konu suç işlemeler sadece ülkemiz insanlarına mahsus bir hadise değildir elbette. Dünyanın tüm ülkelerinde her türlü suç işlenmektedir. Gayet tabi ki suç tüm dünya ülkelerinde işleniyor diye ülkemizde de işlenme mecburiyeti olamaz. Hele hele İslam kültürüyle yoğrulmuş mütedeyyin diyebileceğimiz insanların yaşadığı bir ülkede suç işleme oranları aslında en asgari düzeyde olması gerekmez mi? İşlenen suçların çeşitliliklerine bakıldığında; cinsel istismarlar, haksız yere öldürme olayları, gasp-kaçakçılık, hırsızlık… vs. İslam Dinini kesinlikle yasak ettiği fiiller hepsi. Oysa bu tür suçların işlenmesine en büyük engelin Allah inancı olması gerekmekte iken, ne yazık ki inancımız söz konusu suçların işlenmesine engel olamamaktadır. O halde tüm toplum bilimcileri tarafından üzerinde durulması gereken hususların bu noktada olması gerektiğine inanıyorum. Zira

 

Suç işleyen kişiler genelde kimlerdir?

Suçun işlenmesine etki eden nedenler nelerdir?

Verilen cezalar neden suçun işlenmesinin önüne geçemiyor?

 

İşlenen her suçun akabinde hemen hemen her kesim mutlaka kınama mesajı yayınlar ve toplumun gazını almak için idam talebinde bulunur. Elbette idam suçların önlenmesi için bir çare olabilir. Lakin idam cezasının uygulandığı ülkelere bakıldığında işlenen suçların oranlarında herhangi bir değişikliğin olmadığı da aşikârdır. Bugün ABD, İran ve diğer ülkelerde uygulanan idam cezalarına rağmen aynı kalem suçlar sürekli işlenmektedir. Oysa 14.YY’da Osmanlı yönetiminde bir tane bile zaptiyelik hadisenin olmadığını batılı müsteşrikler yazmaktadır.

 

Sonuç itibariyle, yüreklerimizi dağlayan, vicdanlarımızı sızlatan, ailelerimizi perişan eden, ahlaki çöküntülerimizi hızlandıran suçluların ıslah edilmesi adına; çok iyi bir Allah inancının toplumun tüm katmanlarına işlenmesi en isabetli tedbir olacağına inanıyorum. Bununla beraber mutlaka cezaların caydırma özelliğine ve güzelliğine sahip olması gerekmektedir. Aziz milletimizin geçmişinde yer alan Ahilik teşkilatı mensuplarının kendi aralarında almış oldukları kararların yeniden hayat bulmasını sağlamak lazım. Yani tecavüzcülerin boyunlarına takılacak bir iple en az on ilin en işlek caddelerinde bir münadi eşliğinde gezdirilip rezil ve rüsva edilmeleri umulur ki aynı ve benzeri suçları işlemek isteyenlerin fikirlerinin değişmesine vesile olabilir.

 

 Önce suçların işlenmesine sebep olan illetlerin ortadan kaldırılması daha sonra suç işleyenlerin kimler olduğuna bakılmaksızın cezalarının tam olarak uygulanması,  işlenen suç oranlarının asgari düzeye inmesini sağlayacak ve bu yönde atılmış olan adımların en isabetlisi olacaktır.

Kamuoyuna saygılarımızla

Mustafa ÇOPURSUZ

Tüm Memur-Sen Konfederasyonu ve

Diva-Sen Genel Başkanı

Yorum Yazın

Yorum yazarak topluluk kurallarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.