Müftülük personeli sendikalı olmasın.
Görüşmede, Müftülük personelinin sendikalı olmalarının sakıncalarını anlatan Özdemir, şunları söyledi: “Müftülüklerde çalışan yetkili sendika temsilcilerinin diğer sendikaların üyelerine baskı yapmaları büyük sıkıntı yaratıyor. Diğer sendika üyelerinin işlemleri geciktiriliyor. Çeşitli bahanelerle soruşturma açtırılıyor. Mobbing uygulanıyor. Hâlbuki Başbakanlık genelgesi ile de mobbing’in suç olduğu bütün kurumlara duyurulmuştur. Müftülükte çalıştığı sürece personelin sendika üyesi olmaması için yeni bir düzenleme yapılarak bu sıkıntıların giderilmesinden yanayız.”
Sendikalar, Diyanet teşkilatını desteklemelidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu milletin öz değerlerini yaşatan, tarihten aldığı misyonu bugün en üst seviyede yaygınlaştırarak İslam’a hizmet eden bir kurum olduğuna dikkat çeken Özdemir, bu nedenle sendikalar, Diyanet teşkilatını desteklemelidir, diyerek şunları söyledi: “Sendikalar, kendi menfaatleri doğrultusunda işine geldiği gibi davranmamalıdır. Bu milletin olmazsa olmaz değerlerini yaşatmaya çalışan Diyanet İşleri Başkanlığı gibi güzide bir kurumun korunması zorunludur. Bu itibarla Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik saldırılara karşı sendikaların duruşu önemlidir. Bu kurumun kaldırılmasını teklif etmek, milleti dinden uzaklaştırmak demektir. Bu nedenle Diyanet’i eleştirirken daha yapıcı dil kullanılmalı, kuruma zarar verecek söylemlerden kaçınılmalıdır. Özellikle sendikaların, Diyanet’i yıpratan değil, yanında olan, destekleyen tavır içinde bulunmaları gerekir.”
Çok olumlu ve yapıcı bir görüşme oldu.
Sayın Başkanımıza din görevlilerinin sorunları, çözüm önerileri ve sendika olarak taleplerimizi içerin bir dosya sunduk, diyen Özdemir sözlerine şöyle devam etti: “9. Başkanlar Kurulu
Toplantısı Sonuç Bildirgesini ilettik. Başkanlarımızın talepleri üzerine ciddi bir görüşme gerçekleştirdik. Çok olumlu ve yapıcı bir görüşme oldu. Kendisine, din görevlilerinin sorunları ve beklentileriyle ilgili açıklamalarda bulunduk. Kendisi de bize önerilerinizi getirin, inceleyelim. Birlikte çözüm bulalım, dedi. Kendisine aktardığımız konularda hemfikir olduğumuzu görmekten çok memnun oldum.
Sayın Başkandan camilerin yanında gençlik merkezleri açılmasını talep ettik. Sabah namazında gençlik buluşmalarının önemine değinerek desteklediğimizi ifade ettik. Sayın Başkanda önerilerimizle ilgili dosyayı ilgili birimlere sunmamızı istedi.”
Eleştirirken yapıcı dil kullanılmalı…
Böylesine olumlu ve yapıcı bir görüşmenin ardından çıkıpta dersek ki; sendika olarak D.İ.B. Sayın Görmez’i ziyaret ettik. Dosya sunduk, ancak bize destek vermiyor, gibi açıklamalarda bulunursak haksızlık yapmış oluruz. Çünkü Sayın Görmez, dinleyen ve konuyu çok iyi analiz edebilen bir insan. Sayın Görmez’de eleştirilebilir. Ancak eleştirirken kasti olarak yıpratma ve karalama yoluna gidilirse kuruma zarar verilir. Eleştirirken yapıcı dil kullanmak, kurumu korumak anlamında önemlidir. Din-Bir-Sen olarak, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı desteklediğimizi ve hem kurumumuzun hem de Sayın Başkan’ın yanında olduğumuzu belirttik. Bundan sonra uyumlu bir şekilde çalışacağız. ‘Hükümet yanlısıyız,’ diyerek devlet erkinin adını kullananların din görevlilerine baskı yaptığını, kurumu ve kurum yöneticilerini töhmet altında bırakarak zarar verdiğinin altını çizdik. Sayın Başkan da böyle bir şeye müsaade etmeyeceklerini söyledi.”
Kaynak:Dini Bülten

Yorum Yazın