Teşrik Tekbiri, "Allahu ekber Allahu ekber, La ilahe illallahu vallahu ekber. Allahu ekber ve lillahi'l-hamd" diye tekbir getirilir ki, buna "teşrik tekbiri" denir.
Anlamı ise şudur: "Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Allah'tan başka ilah yoktur. O Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Hamd Allah'a mahsustur". Tekbirlerin bu şekli Hz. Ali ve Abdullah b. Mes'ud (r. anhüma)'ya dayanır.
Teşrik tekbirlerinin başlangıcı Hz. İbrahim'in (a.s) oğlu İsmail'i kurban etme olayına kadar uzanır. İbrahim (a.s), gördüğü sahih rüya üzerine oğlunu Allah yolunda kurban etmeye karar verir. Kurban hazırlıkları sırasında Cebrail (a.s) gökten buna bedel olarak bir koç getirir. Dünya semasına ulaştığında yetişememe endişesi ile Cebrail (a.s); "Allahu ekber Allahu ekber" diyerek tekbir getirir. İbrahim (a.s) bu sesi işitince başını gökyüzüne çevirir ve onun bir koçla geldiğini görünce; "La ilahe illallahu vallahu ekber" diye cevap verir. Bu tekbir ve tevhid kelimelerini işiten ve kurban edilmeyi bekleyen İsmail (a.s) da; "Allahu ekber velillahi'l-hamd" der. Böylece kıyamet gününe kadar sürecek büyük bir sünnet başlatılmış olur (es-Saffat, 37/102, 107; İsmail" maddesi; el-Mavsıli, el-İhtiyar li Ta'lili'l-Muhtar, Kahire (t.y), I, 87, 88).
Tekbirlerin yirmiüç vakit okunması Ebu Yusuf ile İmam Muhammed'e göredir. Fetva da buna göre verilmiştir. Ebu Hanife'ye göre, teşrik tekbirleri arefe günü sabah vaktinden, bayramın ilk günü ikindi vaktine kadar olan sekiz vakit farz namazlarının arkasından getirilir.
Teşrik tekbirleri birçok fakihe göre vaciptir. Bazılarına göre ise sünnettir. Ebu Yusuf ile İmam Muhammed'e göre farz namazlarını kılmakla yükümlü olanlara bu tekbirler vaciptir. Bu konuda tek başına kılanla, imama uyan, yolcu ile mukim, köylü ile şehirli, erkekle kadın eşittir. Böyle teşrik tekbirleri cemaatle de, yalnız başına da eda edilir. Kaza da edilebilir. Erkekler tekbiri açıktan, kadınlar ise gizlice getirir. Vitir namazı ile bayram namazları sonunda tekbir getirilmez.
Ebu Hanife'ye göre, teşrik tekbirlerinin vacip olması için yükümlünün hür, mukim ve erkek olması ve farz namazın cemaatle kılınmış bulunması şarttır. Bu yüzden yolcu, köle, kadın ve tek başına namaz kılana bu tekbirler vacip olmaz. Ancak bu sayılanlar imama uyarlarsa, cemaatle birlikte tekbir alırlar. Cuma ve bayram namazı kılınmayan küçük yerleşim merkezlerinde de teşrik tekbiri getirilmez ve cuma günü öğle namazını cemaatle kılan özürlü kimselere de vacip olmaz.
Bir yılın teşrik günlerinde kazaya kalan bir namaz, yine o yılın teşrik günlerinden birinde kaza edilse, sonunda teşrik tekbiri alınır, fakat başka günlerde veya başka yılın teşrik günlerinde kaza edilse, teşrik tekbiri alınmaz.
Bir namazda sehiv secdesi, teşrik tekbiri ve telbiye bir araya gelse, önce sehiv secdesi yapılır, sonra tekbir alınır, daha sonra da telbiyede bulunulur (telbiye için bk. "Hacc" maddesi).
Yorum Yazın