Benim minik kızım Nihan’ın kitabında güzel bir söz görmüştüm, orada şöyle yazıyordu:

“Zenginler vardır bir de parası olanlar”

Ha işte bu hikmetli sözdeki “paralı” şahıs tam tamına Aliağaoğlu denen şahsa uyuyordu. Bu şahıs evet paralıydı ama  zengin değildi. Parası olduğu için ona herkesi aşağılama hakkı verilmişti. “Terör saldırısında ölen insanların anısına ben gül koyarım sizin gibi karanfil koymam” diyordu. Çünkü o paralıydı ve parası az ya da para olmayan halkı aşağılayabilirdi.

*Bu aşağılama işini yaparken pişmiş kelle gibi gülebilirdi, yanındaki lüzumsuzlar da ona eşlik edebilirdi. Çünkü onlar paralıydılar.

*Ortanca eşimin doğum günü  diye başladığı cümlede çok sayıda eşi olduğunu deklare ediyor, ne kadar parası varsa istediği kadını kendine köle edebilirdi, çünkü o paralıydı. Başta ortanca dediği eşini güya onore edecek iken bir güzel aşağılayabiliyordu, bağlı olarak tüm kadınlara hamamböceği muamelesi yapıyordu. Yapar tabii çünkü onun parası çok!!!

*Kendisine sosyal medyada çok tepki verdiler, zaten memleket klavye cengaverleriyle doldu taştı hele bir de yanında patlak mısırı bir de kolası varsa patlatıyor twitleri, çatlatıyor yoğurtları….İşte tepkinin altı üstü bu kadar….

*Toplumumuza ne oldu böyle, Allah’a saygısızlık yaparlar çıt yok, Peygamberimize terbiyesizlik yaparlar çıt yok, bayrağı yakarlar çıt yok, karılarına kızlarına hakaret edilir, tüm bunları yapanlar dindarlarca Allah’a havale edilir, dini hassasiyeti çok olmayanlarca iş birkaç “Bilmem ne yaptığımın ……çocuğu” diye devam eden cümleleriyle geçiştirilir….İşte topu topu tepki bu kadardır….

Hal böyle olunca her geçen gün görgüsüz ama paralı birkaç nursuz çıkıp ekranlarda böyle terbiyesizce ve de ahlaksızca konuşuverir. Bu tip küstahlara, Kuran, din, ahlak, töre tanımaz terbiyesizlere ciddi tepki vermeyen bu topluma yarın birileri daha çıkacak daha ağır tacizlerde bulunacak ve hakaretler edecek….

Sonra kalkıp sakın biz ne cürüm işledik ki  bu tip görgüsüzler meydanı boş buldu da ötüp duruyor demeyin.

-Hayatında bir beyit yazmamış insanların şair sayıldığı;

-Hentbol sahasının çapını  bilmeyenlerin spor müdürü olduğu;

-Ahmet yesevi’yi Pir Sultan’ı tanımayan ziraat mühendisinin kültür müdürüyüm deyu caka sattığı;

-Parafla imzayı tefrik edemeyenlerin daire başkanı olduğu, gazeteciliğin “g” sinden, yazarlığın “y” sinden haberi olmayanların televizyonlarda siyaset bilimi uzmanlığı yaptığı,

-Hülya Avşar’ın  o billur sesi ile ! şarkıcıyım deyu klip çektiği

-Birkaç defa din değiştiren manken Tuğçe Kazaz’ın filozof  ve büyük ilahiyat alimi olarak ekranlarda cevelan ettiği ülkemde

Aliağaoğlu gibilerin parasından dolayı fikir ve kanaat önderi olarak görülmesi gayet normaldir….

Benim ülkemin insanları  maalesef hep beraber vurdumduymaz olduk ….Bu tiplere izin verdiğimiz için….Hatırlayın yıllar önce bir sunucu bir mezhebin mensuplarına hakaret etmişti, herifin iş hayatını bitirdiler. Bir daha ekranlara çıkmadı. Yani sevgili okuyucularım, bugün  değerlerinize hakaret edilmesine izin verirsek yarın zırlamaya, hoplamaya, ağlamaya hiçbirimizin hakkı olmaz….

Yazımı sona erdirirken geçenlerde ilham gelmişti bir dörtlük yazmıştım. Bu şiirimi ilk kez yayınlıyorum. İçimden kopup gelen bu dörtlüğümü bir şahsa değil Rabbimin ilhamı ile kibirlenerek insanları hor gören, küstahça konuşup kendini tanrı ya da imparator sanan fakat terk-i dünya eylerken tek sermayesi bir avuç pamuk olacak tüm zorbalara, tüm paralı  görgüsüzlere   ithaf ediyorum…

“Behey düzenbâz-ı ekber, sahtekâr-ı  şol  ebter

  Alur cânın Azrail, fiyakan bozulur bir gün

 Çekerler sîgâya heman, zıplatırlar serâ-ser

 Dürerler defterin, akıbetin yazılır bir gün”

Adnan Zeki Bıyık

Kırklareli Müftü Yardımcısı

Not:

*Yukarıdaki şiirim kibirlenip halkı tezlil eden, kendini ölmeyecek sanan tüm zorbalar için yazılmştır. Bir şahısla tahdid edilemez.  Aliağaoğlu tek başına üstüne alınıp bana dava filan açmasın. Benim ona ödeyecek param filan yok…Evet ben zenginim, Onunla aramızdaki tek var bu…O zengin değil, O sadece paralı…

*Şiir 15 li hece ölçüsüyle yazılmıştır

Ebter: Soysuz

Seraser: Baştan başa/ Tamamıyla (Yani ilahi cezayı saçından ayak tırnağına kadar hissedersin demektir)