İMAMLAR

İmamın Öldürülüşü

|
Diyanettv de İmam Harun anlatıldı....Geçtiğimiz yüzyılda her ülkenin efsane davetçileri vardı. Bunlar canları pahasına İslâm'ı yaymak için çalışmışlardı. Amerika'da Malcom-x, Güney Afrika'da İmam Harun bunlardan en bilineni idi. İmam Harun, İslâmi ilimlerde birikimli ve çok aktif bir davetçi ve ilim adamı idi. Ancak Güney Afrika'ya o yıllarda hakim olan emperyalistlerin kuklaları tarafından tutuklandı ve şehid edildi.
İmamın Öldürülüşü

Afrika denince benim aklıma ilk olarak iki isim geliyor. Biri isyanın öğretmeni Malcom X, diğeri de Güney Afrikalı Müslüman önder İmam Abdullah Harun… Malcom X’ i ilk defa ortaokul yıllarımda bizim memleketteki Refah Partililerin bir zamanlar değişmez mekânı olan Yavuz Selim Vakfı’nın lokalindeki bir film gösteriminde tanımıştım. Lokalde belli günler film gösterimleri olur, biz de İmam Hatip’teki arkadaşlarla büyük bir heyecan içinde filmleri takip ederdik. Minyeli Abdullah’ı, Yalnız Değilsiniz’i, Reis Bey’i ilk defa bu lokaldeki film gösterimlerinde seyrettik. Hayatın iman ve cihat olduğunu; mazlumlar için, ezilen Müslümanlar için mücadele vermemiz gerektiğini de o yıllarda seyrettiğimiz filmler, okuduğumuz kitaplar, dinlediğimiz marş ve bant tiyatroları sayesinde öğrendik. İmam Harun’la da ilk tanışmam bir bant tiyatrosuyla oldu. Bugün Afrika’ya doğru her yola çıkışımda bu denli heyecanlanıyorsam, sanırım bunda en büyük katkısı olanlardan biri de İmam Abdullah Harun’dur.
1923 yılında Güney Afrika’nın başkenti Cape Town’da dünyaya gelen İmam Abdullah Harun, annesinin o daha bebekken ölmesi üzerine halası tarafından büyütülür. İlköğrenimini Talfalah İlkokulu’nda tamamlayan İmam Harun, daha sonra İslami ilimler alanında eğitim görmek için Mekke’ye gider. İmam,14 yaşında hafızlığını tamamlar, Mekke ve Medine’nin ileri gelen âlimlerinden dersler alır. Ülkesine döndükten sonra bir süre daha eğitimine devam eden İmam Abdullah Harun, 1955 yılında Cape Town’daki Camia Camii’ne imam olarak atanır. İmamın gelişiyle birlikte Camia Camii’nde büyük bir hareketlilik yaşanmaya başlar. Camia Camii kısa zamanda özellikle gençler için bir cazibe merkezi haline gelir. Gençler sinemaya ilgi duyan, spor yapan ve son derece şık giyinen bu imamı çok severler.
Camide yetiştirdiği gençlerle 1958 yılında Müslüman Gençlik Derneği’ni kuran İmam Abdullah Harun, 1959 yılında bazı arkadaşlarıyla “İslam’ın Aynası” isimli bir dergi çıkarır. Derginin editörlüğünü bizzat İmam Harun yapar. Dergide başta Hasan el Benna olmak üzere Müslüman fikir adamlarının kitaplarından bölümler yayınlanır. Ertesi yıl da “Muslim News” isimli aylık bir gazete çıkarmaya başlayan İmam Harun ve arkadaşları, Güney Afrika’da yaşayan Müslümanlar üzerinde etkili olmaya başlarlar. O yıllarda Güney Afrika’da tam bir ırkçılılık rejimi uygulanmaktadır. 1961 yılında yürürlüğe giren Yeni Cumhuriyet Anayasası ile birlikte mevcut uygulamalar resmileşince ülke genelinde siyahlar tarafından protesto gösterileri ve grevler düzenlenmeye başlanır. İmam Harun da bu eylemlere destek verir. Vaazlarında ırkçılığın İslam tarafından yasaklandığını ifade ederek Müslümanları, faşist Güney Amerika yönetimine karşı mücadele etmeye çağırır.
Güney Afrikalılar için artık direniş vakti, özgürlük için zulme başkaldırma zamanı gelmiştir. Bu soylu isyanın en ön safında yer alan Güney Afrikalı Müslümanlar, “İslam Adalet Divanı, Müslüman Gençlik Hareketi ve El Kıble” gibi teşkilatların etrafında örgütlenerek uzun soluklu bir mücadeleye girişirler. Müslümanlara önderlik yapan liderlerin başında ise İmam Abdullah Harun gelir. Bizzat üyesi olmamasına rağmen ülkedeki en büyük direniş örgütü olan Afrika Ulusal Kongresi’ne yoğun şekilde destek verir.
Güney Afrika yönetimi İmam Harun’un faaliyetlerinden rahatsız olunca İmam, 1969 yılında evine yapılan bir baskınla gözaltına alınır. 123 gün süren işkenceli sorgunun ardından 27 Eylül 1969’da şehit düşen İmam Harun, 29 Eylül Pazartesi günü Devil’s Peak Dağı yamaçlarındaki Müslüman mezarlığına defnedilir.
İmam Harun’un Güney Afrika’da başlayan etkisi zamanla Türkiye’ye kadar uzandı. Özellikle orijinal ismi “Killing of The Imam” olan ve B. Desai ve C. Marney tarafından kaleme alınan “İmamın Öldürülüşü” isimli kitap Türkçeye çevrildiğinde büyük ilgi gördü. İmam’ın hayatı ayrıca bant tiyatroları ve tiyatro gösterimlerine dönüştü ve İmam Abdullah Harun bir dönem İslamcı gençliğin kahramanları arasına girdi.
Şimdi durup dururken niçin İmam Abdullah Harun’dan bahsettin diye sorabilirsiniz. Öyle ya, içinden geçtiğimiz günler İmam’ın ne ölüm ne de doğum yıl dönümü. Merak edenler için açıklayayım: Gençlerle bir araya gelip sohbet ettiğimizde bazı entel, çok bilmiş(!) arkadaşlarımızın Batılı, Latin Amerikalı gavurlara nasıl da hayran olduklarını, onlardan nasıl da hayranlıkla bahsettiklerine şahit oluyorum. Bu durum da beni acayip gıcık ediyor. Alem-i İslam’ın asil kahramanları dururken gavurlara bu denli hayran olmak hiçbirimize yakışmıyor arkadaşlar. Bence biz önce kendi kahramanlarımızı, önderlerimizi tanıyalım. Sonra, bir ara vakit bulursak gavurların kahramanlarıyla da ilgileniriz.

Yorum Yazın

Yorum yazarak topluluk kurallarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan sitemiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.