Gözümüzdeki saf damla,
Her insan saf ve temiz duygularla doğar. Çocukluk evresinden, gençlik evresine kadar sürer. Hayatın içindeki rehber eğitmenleri ile dünyanın içindeki iyi ve kötü ile mücadele eder. Sonra gençliğin verdiği deli kan ile hata yapa yapa öğrenir. Doğruları ve yanlışları.
Size göre hata, bize göre olgunlaşmadır, yola revan olduğumuz bu dünyada. İnsanın içindeki merhamet hiç beklemediğimiz bir damarımızdan vuruyor. Çocuklukta var olan , gençliğimizde unuttuğumuz saf damla ile tanışıyor gözler. Zaman geçtikçe.
Ne der Sezai Karakoç ;
‘’Baharı yaz uğruna tükettik,
Aşkı naz uğruna,
ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna ,
Derken ömrü tükettik bir hiç uğruna’’
Zaman geçtikçe diyorum, çünkü ; Olgunluğa erişen insan arkasına döner ve zamanın nasıl geçtiğine bakar. Bu serendip ona peyzaj olur. Bir bakar ki,Ömür elden gitmiş , çocukluktan yaşlılık evresine bir adım atılmış ve çocukluktaki saf duygularda geri gelmiş . Gözler sürüklenir zaman yolculuğuna. Elde kalan ahirete çadır olabilecek bir sermayemiz var mı ? der. Ve ilk damla düşer gözden. Safiyane ile gönülden …
Her insan ağlar sebebi ne olursa olsun ama bizim aradığımız saf damladır.
‘’İçteki kiri su değil, ancak saf damla (gözyaşı) yüreği temizler’’Mevlana Celalettin’i Rumi.
Bir çocuğun inat ile döktüğü gözyaşıdan çok bize lazım olan merhamet ile döktüğü yaştır. Çünkü o gözler günaha bulanmamış temiz yüreklerdir. Yüreğine derinden bakarsanız ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız.
Gözyaşı öyle bir şey ki, nereden geldiği bilinmez, ruhun derinliklerinden akar, saf ve temizdir. Daralır insan , boğazında bir düğüm olur. Kararır duygular, mücadele eder kendisi ile , göze sürüklenen şelaleye engel olur. Saf damlanın yolu açıktır. Duyguya yenik düşer ve dökülü verir yanaklara doğru.
İşte bu çocukluktan beri var olan ve aranan , arıtan , temizleyen, ferahlatan saf damladır.
Vesselam…
Yorum Yazın